yok-tez

Sonuç, Tartışma ve Öneriler

SONUÇ TARTIŞMA VE ÖNERİLER

45 SONUÇ TARTIŞMA VE ÖNERİLER Çin’in Wuhan eyaletinde 2019 yılının sonuna doğru ortaya çıkan ve zamanla dünya genelini etkileyen, Türkiye’de de 2020 Mart ayından itibaren görülen COVID- 19 kısıtlamalara neden olmuştur. Alınan önlemler bireylerde kaygıyı azaltmadığı gibi korku ile birlikte endişe düzeyinin de yükselmesinde etkili olmuştur. Ulusal ve uluslararası alanyazında salgının erken döneminde yapılan yüksek katılımlı çalışmalarda bireylerde kaygı ve korkunun gözlendiği bildirilmektedir (Memiş Doğan ve Düzel, 2020; Lee, 2020). Covıd-19 hastalığına neden olan virüsün bulaş ve yayılım hızı belirlenemediğinden dolayı alınan önlemlerin tedavi amaçlı olduğu, salgından etkilenen insanların psikolojik sağlık ihtiyaçlarının göz ardı edildiği ifade edilmektedir (Xiang, vd., 2020b). Covıd-19 salgının başlangıcından itibaren bireyler üzerinde hem ağır hasta ve ölüm sayılarının artmasından hem de medya haberleri nedeniyle oluşan endişe, korku, belirsizlik, güvensizlik nedeniyle kaygı düzeyinin artış gösterdiği gözlemlenmektedir (Lai, vd., 2020). Bu süreçten en fazla etkilenenlerin ise genç kuşak olduğu belirtilmektedir (Zengin ve Şengel, 2020).

COVID-19 hastalığında bulaştırıcılığın ve ölüm oranlarının yüksekliği, tedavi yöntemlerinin kesin olarak kanıtlanamaması, uzun süre evde kalma, mali olanaklar, hastaneye ulaşma zorlukları gibi etkenler bireylerin umutsuzluğa düşmesine neden olmakta, anksiyete ve depresyon düzeylerini arttırmaktadır. Aynı zamanda hastalığa bağlı hastanede kalmak, tedaviden kaynaklı komplikasyonlar, iyileşme umudunun azalması da buna katkı yapmaktadır (Erdoğdu vd., 2020; Hao vd., 2020). Bu çerçevede çalışmada Covıd-19 ile yaygın anksiyete arasındaki ilişki değişkenler bakımından incelenmiştir. Araştırmanın bu bölümünde katılımcıların sosyo-demografik bilgi formu, YAB-7 Ölçeği, Beck Anksiyete Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği ve UCLA Yalnızlık Ölçeği kapsamında elde edilen bulgular tartışılmış ve araştırmada ulaşılan sonuçlara yer verilmiştir.

Uzm. Klinik Psikolog Rabia Acar

psikolojik-manipulasyon

Psikolojik Manipülasyon Nedir?

Psikolojik manipülasyon, bir kişinin başka bir kişinin davranışlarını, düşüncelerini veya duygularını istismar etmek veya yönlendirmek amacıyla psikolojik taktikler kullanmasıdır. Bu tür manipülasyon genellikle kişinin kendini koruma, güç kazanma veya başkalarını kontrol altına alma gibi çeşitli amaçlarla gerçekleştirilir. Psikolojik manipülasyon, birçok farklı şekilde ortaya çıkabilir. Örneğin, duygusal manipülasyon, bir kişinin başka birini suistimal etmek için duygusal baskı, suçluluk, korku veya utanç gibi duyguları kullanmasıdır. Sözlü manipülasyon ise, kişinin yalanlar, aldatmacalar, aşağılama veya alay etme gibi sözlü taktikler kullanarak birini etkilemeye çalışmasıdır.

Bu tür manipülasyon genellikle sağlıksız ilişkilerde veya güç dengesizliği olan durumlarda ortaya çıkar. Sağlıklı ilişkilerde ise, açık iletişim, saygı ve karşılıklı anlayış ön plandadır. Psikolojik manipülasyonu tanımak önemlidir çünkü kişinin duygusal ve zihinsel sağlığına zarar verebilir. Sağlıklı sınırların korunması ve manipülatif davranışları tanıma konusunda bilinçli olmak, bu tür durumların önlenmesine ve sağlıklı ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

ogrenilmis-caresizlik

Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir?

Öğrenilmiş çaresizlik, bir kişinin kontrolünü kaybettiği veya etkili bir şekilde başa çıkamadığı durumlarla başa çıkmak için bir umut ve motivasyon kaybı yaşadığı bir psikolojik durumdur. Bu kavram, Martin Seligman tarafından 1967’de tanımlanmıştır. Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin bir stres veya zorlukla karşılaştığında, bu durumu kontrol etme veya değiştirme yeteneğine sahip olmadığını düşündüğü zaman ortaya çıkar. Bu durumda, kişi sürekli başarısızlık hissiyle karşı karşıya kalır ve gelecekteki benzer durumlarla başa çıkma yeteneğine olan inancını kaybeder. Kişi, daha fazla çaba göstermenin veya durumu değiştirmenin bir anlamı olmadığını düşünmeye başlar ve pasif hale gelir.

ziegarnik-etkisi

Ziegarnik Etkisi Nedir?

Ziegarnik Etkisi, unutma sürecinin bilinçli bir etkisi olarak tanımlanan psikolojik bir fenomendir. Bu etki, Sovyet psikolog Bluma Zeigarnik’in 1927’deki çalışmaları sonucunda adını almıştır. Ziegarnik, insanların tamamlamamış veya kesintiye uğramış görevleri hatırlamada daha iyi olduklarını gözlemledi. Yani, bir görev tamamlanmadığında, insanlar bu görevi tamamlama eğiliminde olurlar ve bu görevin kesintiye uğramış olması, zihinsel bir sürekli ilgi ve enerji gerektirir.

ruminasyon-nedir

Rüminasyon Nedir?

Rüminasyon, genellikle geçmiş olayları, düşünceleri veya duyguları tekrar tekrar zihinde düşünme ve analiz etme eylemidir. Kişi, bir konuyu sürekli olarak kafasında döndürür ve üzerinde düşünür, geçmiş deneyimleri analiz eder veya gelecekteki kararları tartar. Bu süreç bazen olumlu olabilir ve kişinin kendini anlamasına veya bir sorunu çözmesine yardımcı olabilir. Ancak bazen rüminasyon negatif olabilir ve kişiyi endişe, hüzün veya stres gibi duygusal zorluklara sürükleyebilir.